26 Haziran 2008 Perşembe

KANKAM MÜDÜR

Müdür yine çok huysuzdu o günlerde ne yese ne içse kafası atıyo boruyu öttürmeye başlıyodu. Sınırları yoktu müdürün bazen çok sessiz yapıyordu işini bazen çok sert bazen de nağmeli anlamak güçtü müdürü. İkimiz de beraber büyüdük; beraber üşüdük, beraber ıslandık beraber canımız acıdı. Küçükken ne kadar komikti müdürün çıkardığı sesler şimdiyse kalabalığın içinde sesi giderek azaldı. Baş başa olduğumuz zamanlarda yine eski müdür oluyo ama eski tadımız kalmadı. Ben bir baltaya sap olabilmek için uğraşıp dururken galiba müdürü yalnız bıraktım.Arada bir yokluyor beni o kadar meşgulüm ki unutuyorum ama o beni hiç unutmuyor.
Ama gerçeği anlamasını istiyorum bu hayat ikimizin deil benim hayatım tamam belki ikimizde biribirimizden ayrılamıyoruz ama artık bazı şeylerin değişmesinin zamanı gelmişti.3 günde bir görüşmeye başladık bazen haftayıda buluyordu. Beklenen oldu müdürle buluşmayalı tam bir ay olduğu gün ben bayılıp yere düştüm.Ne olduğunu hatırlamıyordum sadece kulağımda müdürün acı sesini duyuyodum ilk defa böylesine haykırıyodu böylesine yakarıyodu.Gözümden bir damla yaş geld
i.Müdür ben ne yaptım sana böyle? Doktorlar benim yaşamamı müdüre borçlu olduğumu söylediklerinde müdür çoktan kendinden geçmişti.
Ogün bugündür müdürle yine eski kanka günlerimize dönüş yaptık.Onunla bol bol dağ havası alıyorduk ve ona dağ havası
o kadar iyi geliyoduki yine eskisi gibiydi.Artık yediğime içtiğime dikkat eder oldum dediğim gibi müdürle yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmiyordu. Ona istemedende sırtımı dönsemde onun sesi herşeye bedeldi.Sensiz bir hayatımın olamayacağından artık eminim müdür.
NOT: Müdür sen en pahalı ve en yumuşak tuvalet kağıdını hakkediyosun çünkü sen buna değersin .



Hiç yorum yok: